Ölüm biyolojik fonksiyonların geri dönüşü olmaksızın işlevini kaybetmesi, hayatın son bulması, bir daha görememek, uzaklaşmak, melek olmak gibi anlamlar ifade eder. Bir ölüm durumunda çocuklar olağan dışı bir durum olduğunu anlar. Taziye için gelenleri, ağlayanları gördükçe kötü bir şeyler olduğunu, üzülecek bir durum olduğunu anlayabilirler. Ebeveynler ölümle karşı karşıya kaldıklarında çocuğuna bu durumu nasıl açıklayacaklarına karar veremiyorlar.
*Söyleyelim mi söylemeyelim mi,
*Alıştıra alıştıra söylesek, önce hastanede desek tepkisine göre ölümü anlatmaya karar versek,
*Toprak oldu, melek oldu, gökyüzünden seni izliyor desek,
*pedagog olarak size getirsek siz konuşsanız nasıl olur,
gibi sorular soruyor ve bu konuda çoğu ebeveyn kendilerinden feda edip çocuklarının olumsuz etkilenmemesi için uğraşıyor. Ailelere bu konuda ilk önerim kendi duygularını fark etmeleridir. Ölüm bir travmadır, özellikle sevilen yakın birinin vefatı acı verir. Kendi acınızı yaşayın, hüznünüze engel olmayın , mutlu görünmeye çalışmayın.
Peki ölüm çocuğa nasıl anlatılır?
-Çocuğun yaşı, zekası, bilinç düzeyi dikkate alınarak anlatılmalıdır ölüm. 3 yaşında bir çocuğa ve 12 yaşında bir çocuğa farklı anlatılır ölüm.
-Çocuğun yaşına göre anlayabileceği şekilde kısa ve öz bir açıklama yapılmalıdır. Çocuk soru sordukça anlayabileceği şekilde daha ayrıntılı açıklamalar yapılmalı, çocuk sormadan fazla ayrıntı anlatıp çocuğa gereksiz bilgi verilmemelidir.
-Ergenlik döneminde çocuklar soyut düşünebilir, ölüm ile ilgili daha çok bilgi sahibidir. Bu yüzden kaybettikleri kişiyi (baba, anne, dede, nine, vb.) görmek ve vedalaşmak isteyebilirler. Ergenlik dönemi ve sonrasında bu isteğin yerine getirilmesinde sakınca yoktur. Ergenlik dönemi öncesinde yaklaşık 9-10 yaşından önce ölüyü görmesi sakıncalı olabilir. Çocuğun korkulu rüyalar görmesine, alt ıslatmasına, şoka girmesine, kaygı bozukluklarına sebep olabilir.
-Bireye kaybedilen kişiyle vedalaşması konusunda baskı yapılmamalıdır , baskı yapılmasına izin verilmemelidir.
-Çocuklar aslında masallardan hikayelerden ölüm kavramını bilmektedir. Kitaplarda kötü karakterler ölür ve iyi karakterler mutlu mesut yaşar. Bu yanlış genellemeden dolayı küçük çocuklar “kötüler ölür” düşüncesinde olabilirler. Böyle düşünceleri için çocuk yargılanmamalıdır.
-Ölen kişi toprak oldu, çiçek oldu, gökyüzünde seni izliyor, hep senin yanında, senin her yaptığını görüyor, yaramazlık yaparsan sana kızar gibi belirsiz söylemler çocuğu kaygılandırır. Yaşadığı olayları gerçekçi olmayan bir biçimde yorumlanmasına sebep olabilir.
-Çocuğa ölüm haberi en yakınları tarafından verilmelidir. Ölüm yakınları tarafından inkar edilip yabancılar tarafından açık şekilde konuşuluyorsa çocuk, yakınlarına güvensizlik duyar. Bu yüzden bu haberi pedagog, psikolog, herhangi biri değil, en yakınındaki kişiler vermelidir. Nasıl söyleyeceğiniz konusunda emin olmak için pedagog ya da psikologdan yardım isteyebilirsiniz.
-Çocukları ölüm hakkında bilgilendiren kitaplar da mevcut, hasta ve yaşlı birilerinin beklenen ölümünden önce çocuğunuzla birlikte okuyabilirsiniz. Çocuğun sorduğu sorulara yeterli cevabı veriniz.
-Ölümle karşı karşıya geldiğinizde ebeveyn olarak siz de kendinizi iyi hissedemezsiniz. Çocuğunuzun bu durumdan olumsuz etkilendiğini düşünüyorsanız kendiniz de profesyonel destek almaktan çekinmeyiniz.
Ayşegül TETİK BANKOĞLU
Psikolojik Danışman-Pedagog